Tardigrade'nin Uzayda Dahi Hayatta Kalabilen Bir Canlı Olduğunu Biliyormuydunuz ?

Dünyada yaşayan hayvanların gizemi öylesine büyük ve büyüleyicidir ki, büyük ihtimalle çoğunu bir uzaylı olarak görebilirdiniz. Öyle ki canlılık özelliği gösterip çok farklı fizyolojisi bulunan bazı canlılar, inanılmaz koşullarda hayret verici performanslar gösteriyorlar. İşte bu canlılardan birisi olan Tardigrada’leri, yani su ayılarını inceleyeceğiz.

Tardigrade (Su Ayısı) Nedir?

Tardigrada, mikroskobik bir canlıdır. Animalia ailesinin Tardigrada şubesine dahil olan bu canlı, Heterotardigrada ile Mesotardigrada ve Eutardigrada sınıflarına da dahildir.

Olağanüstü yaşam koşullarında hayatta kalmasıyla bilinen ve ilginç olaylara konuk olan su ayıları, silindir şeklindeki vücutları ve uç başlı formları ile 8 bacağa sahip mikroskopik canlılardır. Ayrı eşeyli olan yani dişi ve erkek olarak ayrı cinsleri bulunan bu canlı ayrıca solunum da yapmamaktadır. Tatlı sularda ortaya çıkmalarına rağmen, su ayıları aynı zamanda toprakta da görülmeye başlanmıştır. Yüksek adaptasyon yeteneğiyle bunu da başaran canlı, ayrıca uzay araştırmalarına da konuk olmuştur.

Tarihte bilimsel olarak ilk kez Alman zoolog Johann August Ephraim Goeze sayesinde tanınan Tardigrade’ler mikroskopla görülebilecek mikrobik organizmalardır. Boyları 0,3 ile 0,5 mm arasında değişmektedir. Dünya üzerinde bilinen en büyük su ayısı ise 1,2mm boyundadır.

Boşaltım yapıp yapmadıkları dahi tamamen keşfedilemeyen ancak bu konuda veriler olan bu canlılar, bitki ve bakteri yiyerek besleniyorlar.

Su Ayılarının En Zorlu Şartlarda Dahi Hayatta Kalması

Tarihlerini pek bilmesek de, onlarla ilgili şaşırtıcı boyutlara ulaşan bazı detaylar var. Bunlar genellikle onların çok zor durumlarda dahi başarılı olduğu “yaşam savaşı” ile alakalı.

Onlar, 151 derece santigrata kadar sıcaklığa dayanabilen, -200 derece santigratta dahi yaşamını sürdürebilen canlılar. Çok düşük basınçlardan tutun da atmosfer basıncının 1200 katına kadar olan basınçta hayatta kalmalarına, 4000 metre derinlikte okyanuslarda bulunmaktan tutun Dünya’nın en yüksek yerlerine kadar birçok imkansız noktada hayatta kalmak gibi başarılara sahipler.

Radyasyondan dahi etkilenmeyen canlılar

Tardigrade’lerin yetenekleri bunlarla sınırlı değil. Bu ilginç canlılar, dünyada yaşayan bildiğimiz hayvanlara göre radyoaktif hareketlere, radyasyon maruziyetine tam 1000 kat daha dayanıklıdır. İnsanların yalnızca 5-10 Gy gama ışınına maruz kalması bile insan için kaçınılmaz şekilde ölümcül iken, su ayıları bu testlerden 5000 Gy gama ışını ve 6200 Gy ağır iyonik müdahaleye rağmen yaşamsal faaliyetlerini devam ettirmeyi başarmıştır.

Su ayıları uzayda dahi yaşayabiliyorlar

“Uzaydaki Su Ayıları” deneylerinin arkasındaki İsveç ve Alman bilim insanları, 2007 yılında yapılan Foton-M3 görevi ile bu canlıların uzayda ne kadar süre hayatta kalabileceklerini test ettiler. ESA tarafından ortaya koyulan bu görevde tam 3000 su ayısı 2007 yılının Eylül ayında 12 gün boyunca uzayda yaşam savaşı verdi.

TARDIS (Uzaydaki Su Ayıları) deneylerinin lideri konumundaki İsveç Kristianstad Üniversitesi profesörü Ingemar Jönsson, bu görevin şaşırtıcı sonuçlarını şu cümlelerle açıklıyor; “Uzay vakumunda (uzay boşluğunda) aradığımız şey, zorlu dehidrasyonun ve kozmik radyasyonun onlar için sorun olup olmayacağıydı. Ancak görünüyor ki, bu onlar için hiç de sorun değil.”

Ayrıca bunlara karşın direnç gösterebilen mekanizmalarını merak eden Jöhnsson, nasıl olup da hücrelerinin bu dehidrasyona karşı mücadele edip stabilizasyonu sağladığını, bunun nasıl mümkün olduğunu anlama konusunda gayret içerisinde olduklarını ifade ediyorlar.

Evrimsel yol izlendiğinde çoğu canlının bazı özellikleri neden geliştirdiği biliniyor. Biberlerin bile korunma mekanizması olarak acıyı seçmeleri ile memelilerden kendilerini korurken, acıyı hissetmeyen kuşların yiyebileceği bu formda tohumlarının kuş dışkısıyla dağılışına evrilmesi bugün anlaşılabilir olmuştur. Ancak su ayılarının uzayda hayatta kalmak üzere evrimleşmeleri ile bunun geçmişi ve nasıl gerçekleştiğine dair mekanizması, şu an için hala bilinmezliğini koruyor.