Son zamanlarda yaygınlaşan obsesif kompulsif bozukluğunun belirtileri

Kontrol edilemeyen düşünceler ve davranışlarla tanımlanan durum sadece Amerika’da nüfusun yüzde ikilik bir bölümüne tekabül eder ki bu da yaklaşık 6,5 milyar insan anlamına gelir. Bu sayı da sadece kayıtlı bireylerin sayısıdır. Birçok kişi bu hastalığa sahip olduğu halde bundan etrafına bahsetmez ve hayatını bu düşüncelerle mücadele ederek geçirir. Bu hastalığa sahip olan insanların hayatının nasıl olduğunu hiç düşündünüz mü?

Pazarlık

OKB’ye sahip insanlar ocağın açık olup olmadığını defalarca kontrol ettikleri halde veya Google’da bir hastalığa dair bir şeyi araştırıp sonuç aldıkları halde gördüklerine inanmaz ve takıntılı bir şekilde kontrol etmeye devam ederler. Uzmanlar, hastaların beyinlerinin korktukları şeyle biyokimyasal olarak ilişkilendirdiğini ve bir ritüel geliştirerek korkunun azaldığına ya da devam ettiğine kendilerini ikna ettiklerini söylüyor.

Bazı ritüelleri yerine getirmeye mecbur hissetmek

Bir işe gitmeden önce kapıyı 20 kez kontrol etmek OKB’li bir hasta için bir ayin gibidir. Ancak bunu yaptığında başına bir şey gelmeyeceğine inancı tamdır. Bir şey için endişelenmek ve bir-iki kez kontrol etmek normaldir. Ancak OKB’li hastalar için bu kontrol sınırları aşmıştır ve durdurulamaz hale gelmiştir.

Güvenmeleri son derece zordur

OKB’li hastalar için ‘Evet, ama’ ifadesi oldukça tanıdıktır. Mutlak kesinlik her zaman mümkün olmadığından düşünceleri hiçbir zaman güvence altına alamazlar ve bu da yoğun derecede anksiyete hissetmelerine neden olur. Bu nedenle herhangi bir konuda onların endişelerinin önüne geçmek oldukça zordur.

Ne zaman başladığını hatırlarlar

Çoğu OKB’ye sahip insan bozukluğun ilk ortaya çıktığı anı hatırlayabilirler. Çünkü semptomlar ortaya çıkmadan önce belirli bir fikre takılı kalırlar. Örneğin akşam yemeği hazırlarken birden elindeki bıçakla karşısındakine zarar vereceğini düşünen ve bu fikirden korkan bir hasta için o bıçak artık her zaman rahatsız edici bir obje olacaktır.

Tedavisi mümkündür

OKB zamanla insanın içini yavaş yavaş kemirir ve hayat kalitesini düşürmeye başlar. Oysa bazı ilaç tedavileri ve bilişsel terapiyle üstesinden gelmek mümkündür.  Özellikle bir psikolog gözetiminde aşamalı olarak bu endişelerin üzerine gitmek ve olumsuz düşüncelerin yerine olumluları koymak tedaviyi oluşturur. Eğer bu gibi bir rahatsızlığınız olduğunu düşünüyorsanız hayatınızı dar eden bu hastalıktan kurtulmak için mutlaka bir psikologla görüşmelisiniz.